Özet
Geçmişten günümüze değin gerçekte Rasȗlullah’ın şehir kıldığı Medine’yi, ona ait herhangi bir özelliği veya orada gerçekleşmiş bir olay veya durumu kendisine konu edinen pek çok eser telif edilmiştir. Bunlar içerisinde özellikle şehir ve bölge tarihi eserleri kategorisinde ele alınabilecek eserler, sayıca diğer eserlerden fazla olduğu gibi yoğunlaştıkları husus, içerik ve kapsamları dolayısıyla da ayrı bir yere sahiptirler. Ancak, ülkemizde ve İslam âleminin diğer bölgelerinde Medine tarihine dair klasik eserlere ve/veya onların müelliflerine dair gereken önemin verilmediği görülmektedir. Bu durum, genel anlamda şehir ve bölge tarihçiliğine gereken önemin verilmemesinin bir yansımadır. Zira Müslüman ülkelerdeki şehir ve bölge tarihçiliğine dair çalışmalar Batı’daki bu türden çalışmalarla kıyaslandığında sözügeçen değerlendirmenin doğruluğu daha iyi görülebilir.
Zikri geçen gerekçeden ötürü bu makalede, m. XV. yüzyıl ve öncesinde telif edilmiş İbn Zebâle’nin Ahbârü’l-Medîne’si, İbn Şebbe’nin Târîhu’l-Medîneti’l-münevvere’si, İbnü’n-Neccâr’ın ed-Dürretü’s-semîne fî târîhi’l-Medîne’si, Bedrüddîn İbn Ferhûn’ün Nasîhatü’l-müşâvir ve taʻziyetü’l-mücâvir’i, el-Mercânî’nin Behcetü’n-nüfûs ve’l-esrâr fî târîhi hicreti’n-Nebiyyi’l-muhtâr’ı, el-Merâğî’nin Tahkîku’n-nusra bi-telhîsi meʻâlimi dâri’l-hicre’si, el-Fîrûzâbâdî’nin el-Meğânimü’l-mütâbe fi meʻâlîmi Tâbe’si, es-Sehâvî’nin et-Tuhfetü’l-latîfe fî târîhi’l-Medîneti’ş-şerîfe’si ve son olarak …
Dergiye abone ol! (iOS) Dergiye abone ol! (Android)