İnsanoğlunu yaratmakla ona bir sorumluluk yükleyen ve bunu, âdeti üzere onun kaldırabileceği ölçüde yapan Hz. Allah, bu defa Mekke’yi ve oradaki kulu Muhammed’i seçerek insanlara hitap etti. “Neden Mekke?, neden Muhammed?” gibi soruları anlamlı ve gerekli bulmasam da, bir ilahiyatçı-tarihçi olarak, vuku bulan ve neticesi belli olan bir olay hakkında konuşmanın rahatlığıyla bir takım hikmetler sayabilirim.Ancak bunlardan daha önemlisi bence, Hz. Allah’ın insanı neden muhatap aldığı ve ona yüklediği sorumluluğun mahiyet ve neticesidir. Çünkü Mekke olmasa da Ankara olsaydı, Ankara değil de, Paris veya Kahire olsaydı, kanaatimce, muradı ilahi ve Allah-beşer ilişkisi açısından değişen hiçbir şey olmayacaktı. Çünkü Hz. Allah daha önce de binlerce kez, birçok coğrafyaya aynı şekilde yönelmiş ve muhataplarıyla buluşmuştu. Bu kez değişen, sadece mekân ve yeni yüzlerdi.
Mekke’de doğru sözlü olduğu ve yalan söylemediği için “Emin” lakabıyla anılan Muhammed (s), 40 yaşında ve içindeki yalnızlık arzularını Mekke yakınlarındaki Hıra Mağarası’nda tatmin ederken,tüm peygamberlerde olduğu gibi, beklenmedik bir anda Vahiy Meleği ile muhatap…
Dergiye abone ol! (iOS) Dergiye abone ol! (Android)