İslâm’ın ilme önem verdiği, Ku’an-ı Kerim’de konuyla ilgili olarak yer alan ayetlerden açıkça anlaşılmaktadır. Kur’an’ın yirmi üç senelik bir dönem içinde parça parça geldiğini[1] ve gelen vahyin hemen yazıyla tespit edildiğini biliyoruz.[2]
Bütün insanlara hitap eden Kur’an’ın hedefi, onları doğru yola sevk etmektir.[3] Böyle bir hedefi olan Kur’an, elbette hitap ettiği çevreler tarafından anlaşılmasını ister.[4] Kur’an’ın bu hitaplarına kulak verip yeni dini kabul eden insanlar, onu anlamak için çok büyük gayret göstermişlerdir.[5] Kur’an’ın doğru bir şekilde anlaşılmasına önem veren Hz. Peygamber’in, yazdırdığı Kur’an metnini, tekrar kâtibine okuttuğu ve eğer yazım hatası varsa onu düzelttiği anlaşılmaktadır.[6]
Gelen rivayetlerden anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber, her Ramazan ayında, o ana kadar gelen Kur’an metnini Cebrail’e baştan sona bir defa okuyordu. Vefatından önceki son Ramazan ayında iki defa okudu. Bu sırada Zeyd b. Sabit de Hz. Peygamber’i dinledi.[7]
Kur’an’ı anlamaya yönelik çabalar, İslam ilimlerinin doğuşunun temel sebebi olarak …
Dergiye abone ol! (iOS) Dergiye abone ol! (Android)